Yeni Normalde artık Hayat da yeni bir formata geçiyor. 20 senedir Romanya’da Türk toplumunun haber kaynağını olan Hayat, Erkan ve Serkan Eruysal sayesinde yeni bir adım atarak gelecek 20 seneye hazırlık yapıyorlar. Aylık kuşe baskı ve çeşitli röportajları kapsayacak kalıcı bir eser olacak.Yaptıkları çalışmalar çok takdire şayan. Her ikisini de ayrı ayrı tebrik ederim.
* * *
Mart ayında şiddetlenen ve çevremizi saran salgınla birlikte geçici olarak yaşam tarzımızı ve iş yapış şekillerimizi değiştirmiştik. Geçici olduğunu sanıyorduk. Öyle olmadı. Salgının son bulacağına dair çeşitli varsayımlar tutmazken salgın global olarak şiddetini ikinci dalga , üçüncü dalga şeklinde arttırmaya devam ediyor. Komşu ülkeye gitmeyi bırakın yan komşuya bile giderken iki kere düşünmeye başladık. Görünen o ki eski mazide kaldı ve yeni normal günlük hayatımıza iyice yerleşti.
Birleşmiş Milletler Büyükelçimiz Volkan Bozkır Başkanlığında 75. Yıl Genel Kurul açılışını yaptı. Bir çok kereler New York’ta farklı vesilelerle açılış oturumları sırasında bulunup değişik aktivitelere ve toplantılara katılmıştım. New York böyle günlerde ayrı bir kimliğe bürünüp Devlet Başkanları ağırladığı gibi iş ve sivil toplum örgütlerinin de kapları açıp bir küresel yüz yüze mekik diplomasisine olanak sağlıyordu. Bu sene ise salgından dolayı boş tutulan ana salonda Başkan videoları ile mesajlar verildi. Yine aynı şekilde Avrupa Birliği de hükümet başkanlarının sanal yapacağı toplantıyı salgın vakaları ile iptal etti. 2020 birçok insan için her bakımdan kaybedilen yıl oldu. 2021 de ise görünen o ki hem sağlık açısından hem de iş yapış bakımından çok farklı geçeceğe benziyor. Hükümetler açılıma devam edip kişilerin kendilerini korumasını öngörmeye ve benimsemeye başladı. Amaç ekonomi işlemeye devam etsin, hiçbir yere kilit vurulmasın, tedbirli ve bünyesi güçlü olanlar yaşamaya devam etsin. Acı ama gerçek. Bizde de 19. Yüzyılda yaşayan ünlü halk şairi Dadaloğlu’ndan gelen bir terim var. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Demek ki tarih boyu farklı olaylar var olmuş ve hayat devam etmiş. Bu salgını da yaşayarak yeneceğiz.
Yaşadığımız salgının en önemli getirisi dijital dünyanın hızla ilerlemesine katkısı oldu. Ofislerden ve kağıtlardan uzaklaştık. Nerdeyse her gün zoom üzerinden birkaç toplantı yapıyoruz. Yollarda vakit kaybetmiyoruz ve de her konuyu internetten üzerinden ve sosyal medyadan takip ediyoruz. Çoğu gazeteler bile artık basımı bıraktı ve web üzerinden hizmet veriyorlar. İstesek de istemesek de dijital transformasyon çağına girdik. Artık yeni dünya kurallarına uyum sağlamalıyız yoksa Z kuşağı dediğimiz gençlerin çok gerisinde kalabiliriz.