Şubat ayına tatsız bir başlangıç yaptık. Asrın felaketi bir depremle uyandık. Sadece Türkiye açısından değil dünya için de bir silkelenme oldu . Birçok uluslararası kuruluşu düşünceye sevk etti. Deprem faylarında mevcut durum gözden geçirilip küresel çalışmalar başladı. Ülke içinde ve dünya ülkelerinde bir kenetlenme ve yardım seferberliği başladı. Depremde kaybettiklerimiz için başımız sağ olsun, yaralananlar için şifa, yakınlarını kaybedenler için sabırlar dilerim. Türkiye’ye depremin hemen arkasından gelip zor şartlarda görev yapan Romen arama ve kurtarma ekiplerine de teşekkürlerimizi borç biliriz. Ayrıca Romanya’da yardım kampanyaları başlatan Romen Hükümetine ve Sivil Toplum Örgütlerine de minnettarız. Özellikle Türkiye’nin Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan göreve gelir gelmez üstlendiği bu zor ortamda Türkiye Cumhuriyeti ile Sivil Toplum Örgütlerinin koordinasyonunu çok başarılı bir şekilde sahada çalışarak yönetti.
24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna işgalinin birinci yılında taraflar sert açıklamalar yaparak büyük yıkımdan söz ettiler. Bir yandan deprem yardımları diğer yandan da silah yardımları, nasıl bir çelişkili dünyada yaşıyoruz diye düşünüyorum. Bir taraftan savaş için seferberlik ilan edilip, savaş sanayine hız verilip silahlanırken öbür taraftan, deprem yardımı yapan uluslararası kuruluşların bazılarının , silah yardımlarında daha da cömert davrandıklarını görüyoruz. Depremdeki yıkımı görüp savaşa son vermek gerekiyor. Bana göre suni bir yıkım için mücadeleden vazgeçmek lazım zaten yer küre ve tabiat bu yönde zaman zaman kendini gösteriyor ve dersler veriyor.
Önümüzde TİAD seçimleri var . 2002 yılından beri görev alan her başkanı kimi zaman yakından tanıma, kimi zaman da uzaktan takip etme imkanım oldu. İlk başlarda küçük bir dernek olarak başlamışken akıllı bir kararla birleşerek bugünkü güçlü haline geldi. Başa geçen her başkan elinden gelen en iyisini yapıp bir sonraki başkana devrederken TİAD her geçen gün daha kurumsal ve şeffaf hale gelip, kabul edilir ve saygın bir kuruluş oldu. Şu anki Başkan Güven Güngör , genel sekreterlikten üstlendiği görevi en üst noktada, uzun bir tarihçeyle, çok önemli katkılarıyla süresini tamamlayıp devretmeye hazırlanıyor. Yerine kim gelecek? Birkaç aday var. Aslında sorulması gereken soru kim bu derneği daha da ileriye taşıyacak, sürdürebilirlik konusunda üyelere yeni dünyada yol gösterecek ve en önemlisi kurumsallaşma yolunda derneği bütünleştirecek. Tabii ki zamanın yoğun bir kısmını derneğe adayabilecek. Üyelerin en doğru kararı vereceğine inancım sonsuz.