Geçen hafta bütün dünya Amerika Birleşik Devletinde oylaması yapılan Başkanlık seçimlerine kilitlendi. Özellikle son beş eyaletteki başabaş çekişme birçoğumuzun en az kırk sekiz saat televizyon başında özellikle uluslararası yayınlardaki haberleri yakınen izlemeye yöneltti. Bazı eyaletlerde hala sayım devam ediyor. Eyalet sisteminin bir özelliği seçim prosedürlerinde bir yeknesaklık yok ve posta ile oylama da yapılıyor. İlk açıklama yapıldı ve kongrede 270 yeterlilik olan sayı Demokrat Parti Başkan adayı Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris tarafından geçildi.
Seçilmiş Başkan Joe Biden’in hem çok başarılı hem de çok hüzünlü bir geçmişi var. 37 yedi yıldır başarılı bir senatör. Senatörlüğe ilk adımını atarken bir trafik kazasında eşini ve kızını kaybediyor. 2008 seçimlerinde Başkanlık için aday oluyor. Barack Obama Başkan olunca Biden ‘ı Başkan yardımcısı yapıyor ve 8 sene 2016’ya kadar görevde kalıyorlar. 2015 yılında bir oğlunu kanserden kaybeden Biden 2016 ‘da adaylığını koymuyor. Biden 2020 yılında seçim stratejileri ve birleştirici söylemleri ile 46. Başkan olarak seçimi önde göğüslüyor.
Kamala Harris ise çok farklı bir yapıdan geliyor. Annesi Hintli ve Babası Jamaikalı bir zenci. İkisi de okumaya San Francisco yakınlarında Berkeley Üniversitesinde tanışıyorlar ve sokak eylemlerine karışıyorlar. Çocukluğunu böyle bir ortamda geçirdikten sonra zenci öğrencilerin devam ettiği bir üniversiteden mezun olup San Francisco’da savcılığa adımını atıyor. 2010 yılında California Baş Savcılığına getiriliyor ve özellikle uyuşturucu kullananlara yönelik eğitim programlarının öncülüğünü yapıyor ve dikkat çekiyor. 2016 yılında senatör seçildikten sonra 2020 ‘de başkanlık için aday yarışına katılıyor. Joe Biden aday olarak seçildikten sonra yaşından dolayı tenkitlere uğrarken övgü dolu sözlerle Kamala Harris’i yardımcılığa getiriyor ve kendisinin yerini doldurabilecek kişi olarak lanse ediyor. Kamala Harris ABD tarihinde en yüksek mevkiye gelen ilk kadın, zenci ve Hintli bir göçmen kızı olarak tarihe geçiyor.