Dobruca, yani Köstence ve çevresinde yaşayanlar -çoğunlukla Kırklareli’ne bağlı Aziziye - DEREKÖY SINIR KAPISI’ndan Türkiye’ye gidip gelirler.

Türkiye’nin Bulgaristan’a 1969 yılında açılan eski sınır kapılarından biri olan DEREKÖY kapısından ben de bir kaç defa da olsa geçtim.

   Hatta sanırım geçen yıl yine sevgili kardeşim Ramazan GÜR ve bir kaç iş damını ziyaretimden sonra o kapıdan Türkiye’ye giriş yapmıştım.

   Ne zaman o kapıdan geçsem mutlaka bir şeyler ters gidiyor. Ya bilgisayar çöküyor, ya elektrikler kesiliyor ya da yolculara adeta hakaret edercesine tavırlarda bulunan gümrük görevlileri hep beni rahatsız etmiştir.

   Türkiye’mize hiç yakışmayan bu DEREKÖY sınır kapısı personeli de maalesef Türkiye’ye giriş veya çıkış yapan yolculara da adeta işkence edercesine davranıyorlarmış.

   Yalnızca özel araç ve otobüslerin giriş çıkış yaptıkları DEREKÖY sınır kapısında araçların ve otobüslerin sıra ile kontrollerinin yapılması bile söz konusu değilmiş.

   Geçen gün Cüneyt bey ile Köstence’deki dostlarımızı yine ziyarete gittiğimizde oradan DEREKÖY sınır kapısından Türkiye’ye giriş yapmayı düşünmüştük.

   Köstence’de görüştüğüm 5-6 Türk iş adamı arkadaşlarımın hepsi DEREKÖY kapısını kullanmamamı tavsiye etti. Düzensiz çalışmadan dolayı en az 3-5 saat beklenildiğini ve bir de hakaret görebileceğimi söylediler.

   Hatta bir defasında bir turist bayanın gümrük görevlileri tarafından hakaret gördüğünü bile şahit olduklarını söylediler.

   Bayan turiste bu şekilde davranan bu sorumsuz sorumlu kim bilir Türklere ne yapmaz diye düşünmeden edemedim.

   Mesela ismi bende saklı çok iyi tanıdığım bir Türk iş adamı dostum Dereköy Sınır kapısında yaşadıklarını CİMER’e bile bir dilekçe ile şikayet etmiş.

   Bir başka madur iş adamımız ve eşi ise onlarında da isimleri ben de saklı.

   Köstence’den Türkiye’ye deprem yardımı göndermeleri sırasında gümrükçüden hakaret gördükleri yetmemiş gibi bir de savcılığa suç duyurusunda bulunularak mahkemeye bile verilmiş.

   Sanıyorum önümüzdeki ayın ilk günlerinde mahkemesi var bu iş adamımız ile eşinin.

   Kim bilir kimlerin başına daha neler gelmiştir diye düşünmeden edemiyor insan.

   Bütün bunları duyan bendeniz hemen direksiyonu tekrar Bükreş’e kırıp ve oradan da HAMZABEYLİ’ye gittim.

Erkan ERUYSAL

Advert

Advert