Bir önceki yazımızda içten yanmalı motor taşıyan araçların elektrik gücüne çevrilmesi hakkında birkaç tekniği anlatmıştık. Bugünkü yazımızdaysa bu tekniğin en geniş uygulama alanı bulduğu bir sektörü ele alacağız. Maliyetinden dolayı elektriğe dönüşüm (elektrik retrofit) otomobillerden ziyade sürekli kilometre yapan ve menzillerinden dolayı kısa mesafelerde faaliyet gösteren ticari araç sektörünü daha çok ilgilendiriyor.

               Uygulamada en ileri gitmiş sektörün otobüs olduğunu görüyoruz. Otobüsten daha önce söz ettiğimizde Ankara'da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yan kuruluşu BELKA A.Ş.’nin 2021-2022 yıllarında yaptığı dönüştürme işleminden söz etmiştik. BELKA 15 yaşın üstünde  7 adet MAN markalı otobüsü elektriğe dönüştürmüştü. Benim de imza törenine katıldığım projede, gerek Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, başta başkan Mansur Yavaş olmak üzere,  gerekse EGO yetkilileri bu konuda ne kadar istekli ve başarılı olduklarını ifade etmişlerdi. Ankara’da bu 7 otobüsün üstüne daha dönüşme işlemi yapıldığı bilgisi henüz bana ulaşmadı. Ancak bu konuda son gelen bilgi Fransa'dan oldu.

Fransa'da Porte d'Isère bölgesinde okullara servis veren bir firma, her biri 200.000 Euro'dan üç tane elektriğe dönüştürülmüş otobüs  satın aldı. Fransa'da finansal ve ekolojik avantajlarına duyarlı olan yerel yönetimler, özellikle otobüs filoları için elektrik retrofit seçeneğiyle ilgileniyorlar. Burada kritik olan nokta Fransa'da halen mevcut durumda EURO 2 ve EURO 3 emisyon seviyesindeki motorlu otobüslerin Paris gibi metropollere girmesinin yasaklanmış olması olarak görünüyor. Şu anda Fransa’da 11 metropol düşük hareketlilik emisyon bölgesi (m-EPZ) kurmuş bulunuyor : Paris, Lyon, Aix-Marseille, Toulouse, Nice, Montpellier, Strasbourg, Grenoble, Rouen, Reims ve Saint-Etienne. Bu bölgelerde çevreyi en çok kirleten araçların dolaşımı sınırlandırılabilir ve dönüşüm primi artırılabilir deniyor yasada. Buna ek olarak 2025 yılına kadar nüfusu 150.000'den fazla olan 43 yerleşim biriminin bir m-EPZ kurması gerekecek. Peki düşük emisyonlu hareketlilik bölgelerinin oluşturulmasıyla hangi hedefe ulaşılmaya çalışılıyor? Söz konusu  düşük emisyonlu hareketlilik bölgelerine (m-EPZ'ler) sahip şehirlerde dolaşabilmek için hava kalitesi sertifikası gerekli kılınmış. Bu alanlarda, hava kalitesi sertifikasına göre trafiğe çıkış izni günlük veya süresiz olarak valilik yetkisine bırakılmış durumda.

Bu ön bilgiden sonra şunu söylemek gerekiyor eğer Fransa'da otobüs filosuna sahip iseniz araçlarınızda bir an evvel elektrikli otobüs haline dönüştürmeniz işletmenizin etkinliğini sürdürmesi için kesinlikle gerekli hale gelmiş durumda. İşte bu noktada bir yeni elektrikli otobüs fiyatına 2 veya modeline göre 3 yenilenmiş ve elektriğe dönüştürülmüş aracı retrofit firması yardımıyla satın almak firmaların ilgisini çekmiş görünüyor.

Porte d’Isere gerçek örneğinde yaklaşık 200 kilometre menzile sahip bu otobüsler, okul otobüsünün gün boyunca şarj edilmesine olarak sağlayan günlük döngüleri için kullanılacak. Retrofleet şirketi tarafından geliştirilen ve yakın zamanda trafik tescili yapılan aynı model otobüsler, yine Fransa'da Paris'in 150 km kadar güneyinde yer alan Centre-Val-de-Loire bölgesinde zaten halen kullanımdalar. Aslında, Fransız elektrikli mobilite profesyonelleri derneği AVERE'ye göre, ülkedeki otobüslerin %90'ı okul otobüsleri ve nispeten kısa rotalara sahip şehirlerarası ve bölgesel hatlar için kullanılıyor.

 

"El yapımı"

 

Çevresel bir bakış açısından, Fransız kamu kuruluşu, Ekolojik Dönüşüm Ajansı, ADEME yayınladığı raporlarında  "elektrik retrofit uygun bir çözümdür" şeklinde bir pozisyon alıyor. Söz konusu Fransız kamu kurumunun 2021 raporunda, retrofit bir otobüs üretmenin "hammadde kullanımını otomatik olarak azaltarak" yeni bir araç üretimine göre %37 daha az sera gazı yaydığı belirtiliyor.  2020'den beri filolarını yenilerken düşük emisyonlu otobüsler satın almak zorunda kalan toplu taşıma operatörleri için retrofit daha da önemlidir. Ekonomik olarak filolarının kullanılabilir halde kalmasını yarı fiyatına sağlayabilme imkanını buluyorlar. Belki büyük operatörlerin ilgisini çekmiyor ancak küçük filo sahipleri açısında sermayelerini korumak adına önemli bir fırsat olabiliyor. Bununla birlikte, Fransa yollarındaki 66.000'den fazla otobüsün %97,9'u hala dizel yakıtla çalışıyor ve sadece 69 araç tamamen elektrikli. Retrofleet CEO’su Emmanuel Flahaut için retrofit en hızlı elektrikliye geçiş çözümü olarak öne çıkıyor: bir otobüs iki veya üç hafta içinde dönüştürülebilirken, sipariş edilen sıfır kilometre yeni bir araç için teslim süresi bir ila iki yıl diyor kendisi.

Ancak retrofitin de önemli sorunları var. Araçların tek tek trafik tescili yapılması ve her bir araç tipinin ayrı bir kasa mimarisi sebebiyle mühendislik giderini yükseltmesi öne çıkan zorluklar. Bunları aşmanın yolu ise endüstriyel şekilde seri retrofit yapmakta. Araç sayısının sonuçta parktaki araç miktarıyla sınırlı olması ve retrofitin çok uzun vadeli olmayan bir talebinin olacağı düşüncesi sermaye sahibi yatırımcıları bu alana girmekten uzaklaştırıyor. Ayrıca bir yandan da yeni model araçlarla artan talebi karşılamak için az sayıda fabrika, batarya tedarikinde sorun yaratma potansiyeli taşıyor.

2022’de dönüştürülen EGO otobüsünün önünde projenin mimarlarından dönemin BELKA Genel Müdürü Dursun Çiçek ile beraber. Dursun Bey aynı zamanda ODTÜ Makina’dan mezun ancak benden büyük devredir.

Retrofleet tarafından elektriğe dönüştürülen 2015 tarihli eski bir Iveco Crossway Euro 6 dizel, 16 Kasım 2023'te resmi olarak kullanıma girmiş durumda.

Almanya, 2020 yılında 250 kilometre elektrik menziline sahip ilk retrofit otobüsü yollara çıkarmıştı. Pandemi döneminin araç teslimlerine getirdiği zorluklar retrofit araçlara da hız verdi.