Bazı yazılar vardır ki yazacağımız ne varsa kafanızın içinde oluşur, bilgi sayfalarınızı açıp yazacağınız yazının ilk harfine dokunur dokunmaz kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları sonra da istediğiniz kadar yazın yazabildiğiniz kadar.
İşte ben de şu an tam onun gibiyim.

HADİ BAKALIM VİRA BİSMİLLAH
(Allah adıyla başlayayım)

İşte o 25’inci GÜMÜŞ YIL GALA gecemizde İMZA’da beni yerimden kaldırmayan dayanılmaz ağrılarım ve yorgunluğumdan hemen sonrasında yine can dostum Cüneyt bey ile her zaman olduğu gibi sabahın erken bir saatinde nerden uçarak Bükreş’e gelip ve geldiği gibi akşam mesai bitmeden de 2 yıldır ikinci adresim dediğim Tekirdağ Dr. Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Acil Servisine geldik.

Ben de bir iki gün ya da en fazla 6-7 gün sonra kontrollerim sonrası biraz da dinlenerek kendime gelip, çıkarım diye düşündüm.

HER ŞEY DÜŞÜNDÜĞÜN GİBİ OLMUYOR!
Evet. Her şey ne istediğin gibi ne de düşündüğün gibi oluyor.
Bu satırları yazdığım an itibariyle ne takvime baktım, ne saatime.
Zaten bakacak zamanım da olmadı. O kontroller, kan alıp vermeler. Analizler falan nasıl geçmiş 2 haftadan fazla zaman.
SAĞLIĞIMI MERAK EDEN SİZ DOSTLARIMIN SAYISIZ
TELEFONLARI VE HATTA HASTANEYE KADAR GELİP GÖREMEYENLER OLMUŞ

İşte o zor günlerde bir ara Romen telefonumu açtım. Arayan soran kim var? Diye. Zira oğlum Serkan ‘’Baba çok arayıp soruyorlar arkadaşların. Bir şeyler yaz da merak etmesinler.’’ demişti.
Yazmaya mecburdum.

Hemen baktım arayanlar listesine.

En başlarda sevgili çok eski dostum Gürsel ÖZTÜRKMEN. On defadan fazla aramış Hemen arkasından Romanya-Türkiye Sanayii ve Ticaret Odası Başkanı kadim dostum. Bükreş’e ayak bastığım ilk günden itibaren tanıdığım Tamer ATALAY. Önce uzun uzun dualar ve moral veren o duygulu mesajlarından sonra ‘’Erkan beyciğim bahçede mangalı yaktık, sizi bekliyoruz’’ cümlesini okuyunca zorla da olsa gülümsedim.

CAN POWER’ın sahibi bir spor aşığı genç ve de çok başarılı iş insanımızdan Ali KARACA, yazlığı Silivri’de olduğu için aramış, ziyaretime geleceğini söyledi.
Bu arada Tercüman gazetesinden çok eski gazeteci arkadaşım UĞUR DÜNDAR’ın ARENA ekibinden ERCÜMENT ALAN’ın da yazlığı Silivri’de olduğundan sanırım gün aşırı ziyaretime gelmesi bana çok moral verdi.

Bu arada Tekirdağ’’lı olup da hastaneye kadar gelip görüşemediğim kişi NAZMİ DOĞAN. Görüşemediğime çok üzüldüm Nazmi DOĞAN kardeşim ile. Sağ olunuz, var olunuz.

Hatta hatta Şanlıurfa Romanya Fahri Konsolosu Sayın Memet ERDEM, benim can kardeşim Sebahat KAYA. Daha yorgunluk ve yoğunluğumdan yazamadığım diğer onlarca dostlarımın her zaman yanımda olduklarından bir kez daha emin olarak yaşam mücadelesinde büyük bir moral buldum.

AMA ASIL ŞÜKRAN DUYDUĞUM TEKİRDAĞ ŞEHİR HASTANESİNİN SAĞLIK GRUBU

Tekirdağ Şehir Hastanesi Baş hekimi ve hem de Tekirdağ İl Sağlık Müdürü olarak yeni atanan Op.Dr.Lütfi Çağatay ONAR kardeşim ile Tekirdağ bir önceki İl Sağlık Müdürü ve gazetemizin Sağlık konusunda ilgili yazıları ile bize ışık tutan Dr. Ali Cengiz KALKAN’ı tanıyalı iki yılı aştı.

Kendilerini o tanıdığım aylarda ‘’Allah kimseyi hastaneye ve doktora muhtaç etmesin diye ettiğimiz duaya ‘’Ederse de böyle bir Şehir hastanesine ve böyle Çağatay ONAR ve Ali CENGİZ KALKAN bey gibi doktorlara muhtaç etsin’’diye yazmıştım.

Size geçirdiğim o sıkıntı, acı ve kontrollerim sırasında önce Allah’ıma şükürler ederek TEKİRDAĞ ŞEHİR HASTANESİ Başhekimi ve çiçeği burnunda TEKİRDAĞ İL SAĞLIK MÜDÜRÜ can dostum, can kardeşim dediğim Op. Dr. Lütfi ÇAĞATAY ONAR ile Tekirdağ’’ın duayen hekimlerinden bir önceki Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Ali CENGİZ KALKAN hocam için ayni sözü tekrarlıyorum.

Ben, 75 yaşıma kadar çok şükür ciddi bir hastalık geçirmemiştim ve hastalarını bu denli ciddiye alan ve de böyle özel, temiz ve çok donanımlı bir hastane de görmemiştim


HEMATOLOG DOKTORUM Doç. Dr. MEHMET BAKIRTAŞ HOCAM
İSE GERÇEKTEN FARKLI HEM DE ÇOK FARKLI HEKİM

Diğer tedavilerim sürerken HEMATOLOG’a ihtiyaç duymuş Başhekim Op.Dr. L.Çağatay ONAR kardeşim. Nedendir bilmiyorum? Ama mutlaka bir nedeni varmış.
Hastanenin ana-baba gibi kalabalık muayene odasında 3 ay önce tanıştıktan sonra, aldı beni mikroskobunun altına. Olmaz böyle hastası için adeta çırpınan bir hekim.
Genç, zıpkın gibi, yakışıklı, hareketli, ve de adeta mankenler gibi de bakımlı olunca hemen hastalarına adeta kendisi gibi olmamızı ister bir haliyle pozitif bir enerjiyi alıyorsunuz üzerinize.

Yalnız bütün bunlar olsa tamam deyelim. Koskoca hastanenin içinde bekleyen hastalarına koşturup duruyor.

Allah böyle hekimlerimize yardımcı olsun.

Bu genç yaşta bu kadar bilgi ve de yorgunluk bitmez bir koşturma içinde olan Dr. Mehmet HOCAM’ı gördüm mü yanımda hemen ayaklanıyor ve büyük onur duyarak Atatürk’ün hekimlerimiz için söylediği ‘’Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’’ sözünün ne kadar doğru bir söz olduğunu anımsadım.
Dr. Mehmet BAKIRTAŞ hocamı çat kapı karşımda görünce oğullarım gelmiş gibi yani oğullarımı görmüş bir baba gibi hissediyorum kendimi.
Bir iki paragrafta kardeşim dediğim dünyalar güzeli, gencecik yaşına rağmen koca bir şehrin sağlık sorunlarını sırtlamış ve başarılı olarak da üstesinden gelen Başhekim ve Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Op.Dr. L.ÇAĞATAY ONAR hocamdan benim sağlığım için de sizlere bir kaç satır yazmasını rica ettim.

Op.Dr. L.ÇAĞATAY ONAR:

“ İnsan vücudunun 5 duyu ve motor fonksiyonları ile yapması mümkün olmayan neredeyse tek şey zamanı geri almak… Ancak vücudun tasarımında adına “hafıza”denilen büyük bir lütuf ve inayet mevcut. Bu sayede adına empati, vefa, idrak, rikkat, sadakat, ahde vefa ve emanetdarlık gibi kavramlar ile beşeri münasebetlerimiz gelişiyor. 

Sevgili dostum Dr. Ali Cengiz Kalkan ve Op.Dr. Çağatay Onar’ın kelebek etkisine dönüşen ve bu güzel hastanenin bina edilmesine kadar uzanan hikayelerinin hatıra zerrelerini  belki ilerde alınacak dersler olur düşüncesi ile sizlerle paylaşıyorum. 

Op.Dr. Çağatay Onar 2014 yılı Ocak  ayının soğuk bir gününde taze bir uzman hekim olarak Devlet Hizmet Yükümlüsü kadrosunda görev yapmak üzere gelerek bölgenin en büyük ve güçlü hastanesinin ( 500 yataklı Çorlu Devlet Hastanesi ) başhekiminin odasına giriyor. Bu müthiş buluşma ilk kez orda oluyor. Daha ilk tanışmalarında birbirlerine ısınıp kaynaşıyorlar. Hayallerini anlatıyorlar birbirlerine, hayaller kısa süre sonra projelere projeler de gerçeğe dönüşüyor… Bu gerçeğe dönüşen projeler yıllar sonra halef selef olacak bu iki isimin her gün binlerce insanın şifaya kavuştuğu bölgenin en büyük iki hastanesinin temellerini ve idamesini el ele yapmaları ile taçlanıyor. Yıllar sonra Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Dostum Dr. Çağatay Onar bu yılları şu sözlerle anlatıyor; “ Devlet Hastanesi Şartlarında uluslararası standartların üstünde sağlık hizmetini vermek iddialı bir istek, gerçeğe dönüşmesi zor bir hayaldi. Ancak ben o gün başhekimlik koltuğunda ortak hayallerimizin olduğunu daha ilk konuşmamızda hissettiğim, hocam, üstadım, kılavuzum Dr. Ali Cengiz Kalkan’ı görmemiş ve tanımamış olsaydım mecburi hizmetim 1 yıl sonra bittiğinde gidip çalışacağım hastanedeki pozisyonum ve hatta çalışma odam bile hazırdı. Hemen ayrılıp oraya gidecektim. Ancak hocamla tanışmam, onun gayretini, tehassüsünü, sebatını ve merhametini görmem kader çizgimizi  büsbütün değiştirdi. Bugün Mehmet Hocamın zat-ı alinizin tedavisini bu üst düzeyde merkezde son derece profesyonel ve hassasiyetle icra etmesi bile bu tanışmanın bir meyvesidir. Çünkü iyi hekimler kendi konfor alanlarında iyi işler üretir, aynı konfor alanında hastaları için şifaya vesile olurlar. Velhasıl, doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle beraber olmak, insan hafızasının üst düzey bir mahsulü olarak değişen kaderler herkes için ayrı ayrı genele matuf bir gelecek inşa eder.” 
Gördüğünüz gibi bu konfor alanı ve uygun tedavi şartları, rastlantısal değil, bu ikilinin ortaya koyduğu ciddi bir planlama ve projelendirmenin ürünü…

Allah onlardan da ekiplerinin her bir ferdinden de razı olsun.

Tekirdağ il sağlık müdürü Op. Dr Çağatay Onar ve hematoloji doktoru Doç. Dr Mehmet Bakıştaş  

Advert

Advert

Advert

Advert