Metil alkol (Metanol), günümüzde endüstride boya inceltici, teksir makine sıvısı, antifriz, cam temizleyici gibi maddelerin yapımında kullanılmaktadır. Aynı zamanda etil alkol (etanol)’den daha ucuz olması nedeniyle yasadışı olarak sahte içki yapımında kullanılmaktadır.

Normal şartlarda alkollü içkiler etil alkol (etanol) ile hazırlanmaktadır. Ancak sahte içki yapımında maliyetleri düşürmek ve daha fazla kazanç elde etmek amacıyla insan sağlığına çok zararlı olan metil alkol ilave edilmektedir. Türkiye’de 1993 ile 2001 yılları arasında resmi kayıtlara geçen 271, 2002-2010 yılları arasında ise 383 adet,  metil alkol zehirlenmesine bağlı ölüm gerçekleşmiştir. Günümüzde hala metil alkole bağlı zehirlenme, körlük ve ölüm vakaları bildirilmektedir.

Metil alkol alındığı zaman vücut içerisinde formaldehit ve formik aside dönüşür. Metil alkol zehirlenmesi formik asit birikimine bağlı kan pH değerinin asit hale gelmesi sonucu gelişen asidoza bağlıdır. Asidoz gelişmesi retinada sinir hasarı ve buna bağlı olarak körlük ve daha ciddi vakalarda ölümle sonuçlanmaktadır3. Metil alkol kan düzeyi 20 mg/dL üstünde toksik olarak kabul edilmektedir. 40 mg/dL üstü dozlarda çok ciddi etkiler görülebilmekte, 80-100 mg/dL düzeyi genellikle ölümcül sınır düzeyi olarak kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle, 4-15 mL (1-3 tatlı kaşığı) metil alkol içilmesi sonucu körlük, 15-100 mL dozda ise ölüm meydana gelebilmektedir.

Sahte içki tüketildikten sonraki ilk 5 saatte sarhoşluk belirtileri görülmektedir. Zehirlenmenin ilk belirtileri genellikle metil alkol alımından 10-24 saat sonra görülmeye başlar. 30 saatten sonra ise ciddi metabolik asidoz gelişmektedir. Sahte içki tüketilmesiyle oluşan zehirlenme metil alkol miktarına bağlı olarak gelişen asidozun derecesine bağlıdır.

En sık görülen zehirlenme belirtileri bilinç bulanıklığı, denge ve hareket bozukluğu, baş ağrısı, bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı, sırt, kol ve bacaklarda ağrı, görme bozukluğu, çift görme, görme keskinliğinde azalma ve körlüktür. Tedavi edilmez ise metabolik asidoz, koma ve solunum durması sonucu ölüm gelişmektedir.

Metil alkol ve etil alkol ayırımını renk, koku veya tat ile yapmak mümkün değildir. Bu ayrım yalnızca laboratuvar şartlarında yapılan analiz yöntemleri ile mümkündür. Bu nedenle alkol içeren ürünler tüketilmeden önce kaynağının güvenilirliğinden emin olunmalıdır.

Tedavide hastanın acil olarak yaşamsal fonksiyonları gözleme alınarak sıvı tedavisi başlanır. Dekstroz, tiamin, folat  damar içinden sıvı içerisine eklenir. Eskiden uygulanan mide yıkanması, aktif kömür uygulaması gibi metanol emilimini azaltma amacı güden tedaviler etkisiz olmaları nedeniyle günümüzde uygulanmamaktadır. Çünkü metanol mukozadan çok hızla emilip kana geçmektedir. Kan pH değerini artırmaya yönelik bikarbonat infüzyonu dikkatli bir takip ile yapılabilir.

Etil alkol içeren içki ya da Etanol tedavisi metanol konsantrasyonu > 20 mg/ dl ise uygulanabilir. Ancak bu tedavi 2013 yılından beri artık pek önerilmemektedir.

Fomepizol adlı ilaç ,alkol dehidrojenaz enzimini bloke ederek metanolden formaldehit ve formik asit oluşumunu engeller. Kan metanol düzeyi 20mg/dl’ den veya 0.4mg/kg’ den yüksekse, koma bulguları mevcutsa veya görme bozuklukları mevcutsa uygulanır.

Hemodiyaliz temel tedavi seçeneğidir.. Eğer ölçüm yapılabiliyorsa ve hastada kan metanol düzeyi 50mg/dl üzerinde ise mutlaka hemodiyaliz yapılmalıdır.

Advert

Advert