Şehir Hastaneleri nedir, ne değildir ?

Önce tüm islam aleminin mübarek Ramazan-ı Şerifini kutluyorum.

Son yılların Ramazan aylarında sayıları azalan iftar davetleri bu yıl aldığım davetlerden anladığım kadarıyla yine eskisi gibi hareketlilik başlamış görünüyor.

   Hele hele 10 yıl önce yaşadığımız Ramazan aylarında kurulan iftar sofralarının tadı anlatılır gibi değildi. 30 Ramazan gecesi iftar davetleri olurdu.

   Sayıları bir elin parmakları kadar az olan Türk lokantaları açık büfe zengin menü iftar sofralarını gazetemizde duyururduk.

   Farkındaysanız artık eskisi gibi sık sık yazı yazmıyorum. Daha doğrusu yazmak içimden gelmiyor.

   Yazılarımın azaldığını gören okurlarım ve siz can dostlarım gazetemizi ve oğlum Serkan’ı arayıp sağlığımı devamlı sorduklarını duydum.

   Neden sık sık yazamadığımı ve bu sürede yaşadıklarımı sizlere ben de çok duyurmak istedim. Ama elim bir türlü ‘’Ben hastayım öyle oldu, böyle oldu. Sonra bana şu da oldu, bu da oldu’’ diye yazmadı, yazamadı, yazamadım.

   Sonra gazetemizin yazarlarından olmasının ötesinde çok önemli ve çok da sevdiğim hepinizin tanıdığı Cüneyt TÜRKTAN’ın benim ile yapacağı bir söyleşi ile mi yapalım diye düşündüm bu konuyu. Bunu da benimsemedim.

   …Ve ‘’Erkan oğlum elin kâğıt kalem tutuyor. Sen niye yazmıyorsun’’ dedim.

   Aldım elime kalemi yazdım başıma geleni.

   2023 Ağustos ayının başında potasyum düşüklüğü ile başlayan ve 2024’ün Mart ortasına kadar sırasıyla önce akciğer sorunum için aldığım terapilerim 4 ay sonra zorlu ve zorunlu mücadelem bitmişti ki Radyoloji Doktorum Doç.Dr.Mustafa İZMİRLİ’nin ‘’Erkan bey kanser işi bitti, ama asıl sen şah damarın ile kalbe giden damarlarına baktır. Yani anjiyo yaptırman gerekir’’ diyerek beni uyarması ile eşimden olağan üstü bir baskı başladı. ‘’Hadi muayene ol, Şah damarına ultrason yaptır’’ diye.

   Affedersiniz biraz kılıbık olduğum için karımın lafını dinleyen biriyim. Ve her zaman da dinlerim ve de dinleyeceğim de.

***

   Sonra derdime derman ararken Serkan’ın bir arkadaşı hemen hemen herkesin çok sevdiği detoks uzamanı ve sağlık hizmeti işi ile de uğraşan Cesur Durak, kimden duymuşsa duymuş benim sağlığımın bozulduğunu ve Serkan’ı arayarak ‘’Erkan ağabey için benim yapacağım bir şey var mı Serkan?’’ diye sormuş.

   Serkan da durumumu anlatınca ‘’Serkan Tekirdağ Dr.İsmail Fehmi CUMALIOĞLU Şehir Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Lütfi ÇAĞATAY ONAR ile Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Ali Cengiz KALKAN’ı iyi tanıdığını ve hatta gazetemizin son yaptığı gecemize de geldiklerini söylemiş.

   Hem Ali CENGİZ bey hem de L. Çağatay ONAR bey ile iletişime geçip bana sadece Tekirdağ Şehir Hastanesine gitmek kaldı. Bu arada Romanya Maarif Vakfı Koordinatörü eski dostum Alpaslan ATEŞ de sağ olsun devreye girmiş doktorlarımız ile. Yani dostlarım sağlığım için adeta seferber oldular.

MUHTEŞEM BİR ŞEHİR HASTANESİ VE MUHTEŞEM İKİ BEYEFENDİ

   Sabah saat 09’da Tekirdağ Şehir Hastanesinde Başhekim L.Çağatay ONAR bey’in makamına girdiğimde bir manken kadar şık ve zarif ayrıca bir saraylı kadar da saygılı ‘’Hoş geldiniz Erkan bey. Sizin Gala gecenizde tanışmıştık.’’ diyerek kısa bir sohbetimizden sonra giriş ve yatış işlemlerim yapıldı.

Şimdi burda bir virgül koyarak hep eleştirilerini duyduğumuz şehir hastaneleri nedir ve nasıldır onu anlatacağım.

TEKİRDAĞ ŞEHİR HASTANESİ

İstatistiki bilgilere girmeyeceğim. 3 yıl önce açılan Tekirdağ’daki Dr İsmail Fehmi Cumalıoğlu şehir hastanesinin değil içine yanından geçerken eğer ismi yazılı olmasa görkemli yapısı ile muhteşem, içeriye adımınızı attığınızda ise pırıl pırıl tertemiz bir yaşam merkezi adeta.

İşte bu hastane her branşta uzmanlaşmış doktorları ve en son tıbbi gereçleri ayni zamanda da çok eğitimli sağlık kadrosu ile hastalarına derman oluyorlar.

   Bugüne kadar aralarında 30 farklı ülke vatandaşı dahil olmak üzere tam 4 milyon 500 bin hastaya VİP sağlık hizmeti vermiş.

   Siz gelinde şimdi böylesine hayırlı ve de insanlar için yararlı bir hizmet için şehir hastanelerini yapanları eleştirin. Allah çarpar vallahi. Ben bu şehir hastaneleri için emeği geçen herkese şükran borçlu olduğumu haykırıyorum.

   Bu şehir Hastanesi hakkında biraz daha teknik bilgiyi size Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Ali CENGİZ KALKAN kardeşimin ağzından aktarayım. Ali Cengiz KALKAN beye ‘’Kardeşim’’ diye yazdım. Kusura bakmasınlar. Artık bundan sonra dünya ahiret kardeşim.

Tekirdağ İl Sağlık Müdürü, Ali CENGİZ KALKAN anlatıyor:

2020 yılında açılan 605 yatak, 128 poliklinik, 17 Ameliyathane, 124 yoğun bakım, 22 Palyatif, 22 diyaliz üniteleri, 15 yeni doğan yoğun bakım yatağı bulunan bir hastane.

Sadece bölge vatandaşlarına değil ayni zamanda özellikle Avrupadan gelen hastalara da sağlık hizmet veriliyor bu hastahanede.

Açıldığı günden bu yana Japonya, Kanada, Romanya dahil 40 ülke vatandaşına hizmet verildi.

GELELİM DOKTORLARIMIZI ANLATMAYA

Allah düşürmesin hastanelere derler, ben de Allah düşürse de Tekirdağ Dr. Fehmi CUMALIOĞLU Şehir Hastaneleri gibisine düşürsün diyorum.

Ayni zamanda Allah Doktor yüzü göstermesin diyenler için de Allah Doktor Yüzü gösterirse de ‘’Allah Dr. Ali Cengiz KALKAN, Op. Dr. Lütfü Çağatay ONAR, Dr. Hüseyin ANASIZ, ve de Uzman Dr. Hakan COŞKUN gibi olanların yüzünü göstersin.

Bütün doktorların ortak benzerlikleri var.

Bir defa hepsi de güler yüzlü, hastalarını sabırla dinliyorlar ve çok çabuk tanıyı koyup derhal tedaviye başlıyorlar.

Bu ortak benzerliklerinden sonra ilk olarak gelelim Tekirdağ İl Sağlık Müdürü Dr. Ali CENGİZ KALKAN beye:

Çok saygılı, kibar ve çok bilgili olduğu her halinden ve de herkes tarafından çok sevilen Dr.Ali Cengiz KALKAN adeta hastayı gözünden tanıyor. Yaşları ufak olanlar bu şekilde doktorların hastalarını nasıl muayene ettiklerini bilmezler. Hekim önce alt veya üst göz kapağını açarak bakar, sonra hastaya dilini çıkartıp diline ve sonra da ellerinin üstüne bakarak teşhisi koyu reçetesini yazar. İşte Dr. Ali Cengiz KALKAN hastasının gözüne bakıp tanı koyan bir doktor. Doktorluğunun yanı sıra İl Sağlık Müdürü olduğundan hemen sorumlu olduğu hastanenin doktorlarının ağabeyi gibi tüm sıkıntılarında yanında. ‘’Biz Sağlıkçı olarak bir aileyiz’’ diyor. Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğündeki makamında bulamazsınız kendilerini sorumlu olduğu hastaneler arasında mekik dokuyor adeta.

Operatör Dr. Lütfü Çağatay ONAR

Hem kalp, hem de damar, kardiyoloji uzmanı ve de üstelik bir de Operatör. Yani üstelik de cerrah.

Bir de Tekirdağ gibi çok prestijli bir ilimizin Şehir Hastanesinin de Başhekimi.

Sevgili ve saygı değer kardeşim Hocam, yani Doktorum olduğu için ‘’HOCAM’’ diye hitap ediyorum Dr. Çağatay ONAR bey bu genç yaşında bu kadar büyük bir kariyer sahibi olarak büyük gurur duydum kendisini tanımakla.

Operatör Dr. Hüseyin ANASIZ

Hiçbir kompleksi olmayan, neşeli, hastalarına da kendisinde olanları da aşılayan Dr. Hüseyin ANASIZ, benim Şah damarı yani KAROTİS. Boynumuzun her iki yanında yerleşik beynimize kan taşıyan çok önemli bir damar. Dr. Hüseyin ANASIZ sağolsun %99’u tıkalı olan bu damarımı iki saat içinde açarak temizledi.

Uzman Dr. Hakan COŞKUN

Yolda görseniz entel yapısı ile kendisine asla doktor deyemeyeceğiniz bir doktor. Bileğimden başlayan Anjiyo ile kalbime yakın hem de %80 derecelerinde kapalı iki damarıma girerek STENT taktı.

Şimdi siz gelin de ATA’mızın dediği gibi ‘’Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’’ demeyin.

…Evet! Ben de ‘’BENİ DE TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ’’ diyorum.

…Ve de Bundan sonra Şehir Hastanelerimizi eleştirenlerin ağızlarına acı biber sürerim diyorum.

Erkan Eruysal

 

 

Advert

Advert

Advert