1. Yakıt Tüketimi

  Bugüne kadar ki bir  çok yazımızda elektrikli araçların teknolojisinden ve yaygınlaşmaları için gerekli olan yatırımlardan söz ettik. Tabii birçok kullanıcı sadece teknolojiyi duymak istemiyor, onun yanı sıra günlük hayatta kendisine olan etkisini merak ediyor. Elektrikli araçların yaygınlaşmasının birçok etkisi olacak ki bunları daha önceki yazılarda tartışmıştık. Günlük hayata olan etkileri bir çok ekonomik, idari, siyasi, çevresel ve iklimsel boyutlarıyla ifade edilebilecek. Bireysel kullanıcılar açısından en öne çıkan etkilerini yine yazılarımızda ele almaya çalıştık. Bu konulardan en önde geleni belki de fiyat karşılaştırması oluyor. Satın alma maliyeti kadar kullanımdaki maliyet kullanıcılar açısından önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Tabii kullanımdaki maliyeti alternatif yakıt kaynaklarıyla karşılaştırarak,  yoğun olarak da dizel ve benzinli araçların 100 kilometredeki maliyetiyle karşılaştırarak elektrikli araçların kullanım avantajı hakkında fikir sahibi olmaya çalışılıyor. Bu yazımızda kullanım maliyetine yani 100 kilometrede ne kadar maliyetle enerji tükettiklerine yoğunlaşacağız.

                Bu karşılaştırmayı yaparken araç tipi, modeli, kullanım şekli, kullanıldığı ülke gibi birçok değişken devreye giriyor. Bu kez karşılaştırma için İspanya'da yapılan bir etüdü ele almak istiyoruz.[i]   Etüdü yapan İspanya Tüketiciler Birliği (OCU , https://www.ocu.org/coches/coches/noticias/coches-con-menor-consumo ) ve sonuçları haber halinde bizimle paylaşan bir İspanyol haber sitesi. Karşılaştırmanın hemen başında 3 tane önemli noktaya dikkat çekiliyor :

  1. Araba ve motor modeline göre tüketim karşılaştırması büyük farklılıklar gösterebiliyor.
  2. Bir benzinli aracın kullanım maliyeti elektrikliden daha yüksektir.
  3. Hibrit araçlar beklendiği kadar az tüketebilmek için bazı sınırlara sahiptir.

Araştırmanın neticeleri Mayıs 2023 İspanya’daki akaryakıt ve elektrik fiyatları üzerinden ve üretici firmaların verdiği tüketim bilgilerine dayanarak tespit edilmiş. İlk etapta elektrikli araba ile benzinli arabayı karşılaştırdığımızda, elektrikli otomobilin kullanım maliyetlerinde çok büyük bir avantaj yakaladığı görülüyor. Bu neticeye varmak için yukarıda sözünü ettiğimiz gibi 100 km.  seyirde her bir aracın ne kadar tükettiği bilgisine dayanılmış. Buna göre :

Ortalama elektrik tüketimi 15 kWh/100km, 0,17 avro/KWh olan bir elektrikli arabanın maliyetini analiz edersek, elektrikli bir aracı yeniden şarj etme maliyeti yaklaşık 2,55 avro/100km oluyor. Eğer mevcut avantajlı saatte şarj imkanı kullanıldığı düşünülerek hesaplanırsa, maliyet 1,20 avronun biraz üzerinde oluyor. Buna karşılık, geleneksel benzinli araba oldukça farklılaşan tüketim rakamlarına sahip, motor versiyonlarının çeşitliliği bunun ana sebebi. Genel olarak çoğu durumda hesaplamayı ortalama bir aile sedanı üzerinden yani  6 litre/100km tüketildiği varsamıyla yapmışlar (Mercedes AMG G63 gibi 16 litre/100 km. seviyelerinde olanlar vardır, ancak yaygın değildir), bu da güncel benzin fiyatlarıyla yaklaşık 9 avro/100km'lik bir maliyet anlamına gelir.

Türkiye’deki rakkamlarla değerlendirmek için başka bir kaynağa  bakacağız. Mayıs 2023 itibariyla Türkiye için de elektrikli araçların aynı tempoda düz bir yolda 100 kilometrede ortalama 17,5 kWh değerinde elektrik tüketeceğini varsayıyoruz, yani İspanya’daki verilerle yaklaşık olarak aynı seviyelerde bir karşılaştırma söz konusu oluyor. Bir dizel motorlu binek araç ise 100 kilometrede ortalama 6 litre dizel tüketir diyerek hesaplamaya geçelim :

 

Mayıs 2023 fiyatları ile 100 km için elektrikli araç şarj bedeli [ii]:

 

Evde şarj etmeniz halinde 17,5×1,84 TL = 32,20 TL

İşyerinde şarj etmeniz halinde 17,5×2,21 TL = 38,67 TL

Fabrikada şarj etmeniz halinde 17,5×3,78 TL = 66,15 TL

Ticari bir şarj istasyonlarında şarj etmeniz halinde ise bu rakkam ortalama 120 TL civarına ulaşıyor.

Dizel bir araç 6 lt x 18,46 TL = 110,76 TL yaktığına göre mevcut fiyatlarla elektrikli araçların kullanım maliyetinin dizellere göre oldukça ekonomik olduğunu söylebiliyoruz.

2. Karbon Etkisi (İklim Değişikliğine Etkisi)

 

Buraya kadar elektrikli araçları en çok yakıt tüketimleri ile ilgili daha doğrusu araç sahibinin kullanımda harcadığı yakıt gideri üzerinden alışıldık dizel veya benzinli araçlarla karşılaştırarak değerlendirmeye çalıştık. Biliyoruz ki tüketici için en çok değer verilen karar kriterlerinden bir tanesi budur. Ancak hükümetler nezdinde elektrikli araçların yaygınlaştırılmasının önemli gerekçelerinden bir tanesi bilindiği gibi iklim değişikliği üzerine oluşturulmuş olan eylem planının uygulama kısmıdır. Bu eylem planı otomobil veya diğer otomotiv üreticilerini aracın ham maddesinden hayatının sonuna kadar oluşturduğu karbon salınımı konusunda sorumlu tutar. Dolayısıyla hem kanun koyucu açısından hem de üreticiler açısından bir aracın ömür çevriminin toplamdaki karbon salınımı önemli bir parametre pozisyonuna geçmiştir. Önümüzdeki dönemde birçok hükümetin ve uluslararası kamusal kurumun vergilendirmede karbon salınım kriterini ön plana alması büyük bir olasılık olarak görülmelidir. Bu sebeple şimdi sizlerle aşağıdaki grafikten hareketle dizel ve elektrikli araçların toplam ömür çevrimi karbon salınımını ele almak istiyorum.

Kanada hükümetinin 2015 yılında aldığı bir inisiyatifle CIRAIG isimli bir kuruluş yaratarak iklim değişikliği üzerine analitik çalışmaları yaptırdığını biliyoruz. Bu kuruluş 2016 yılında yaptığı bir etütte yukarıda gördüğünüz grafiği elde ediyor. Buna göre bir otomobilin ömür çevriminde karbon salınımına sebebiyet vererek ölçülebilen 5 tane ana alan tespit edilmiş. Öncelikle hammaddeler, yani burada madenlerden ve benzeri ham maddelerin elde edilmesinden söz ediyoruz. İkinci sırada üretim aşamaları var ki burada da sadece ana üreticinin üretim aşamalarındaki karbon salınımı değil ama tedarikçilerinin de yarattığı karbon etkisini dahil ediyorlar. Üçüncü sırada bitmiş araçların ve otomobil montaj fabrikalarını besleyen ara lojistik zincirinin etkisi ölçülüyor. Dördüncü sırada otomobilin kullanıcısının kullanım esnasında yarattığı karbon emisyonu yani otomobilin bütün hayatı boyunca egzozdan çıkan karbon miktarı söz konusu. Son olarak da otomobil ekonomik ömrünü tamamladığında yapısını oluşturan bileşenlerin bertaraf edilmesi sürecindeki karbon emisyonu ve tabii çevre etkisi ele alınıyor.

Grafikte görüldüğü gibi; elektrikli araçlar ham madde kullanımında ve imalat aşamasında iklim değişikliğine etki açısından, dizel araçlardan veya benzinli araçlardan neredeyse 2 kat daha fazla olumsuz etkide bulunuyor. Bunun sebeplerine baktığımızda özellikle bataryayı oluşturan madenlerin elde edilmesi süreci ve peşinden bataryanın imalat süreçlerinin, içten yanmalı motor imalatına göre çok daha fazla çevre etkisi yaratmasını görüyoruz. Ancak kullanım aşamasına geçtiğimizde yani sürücünün koltuğa oturarak aracın ekonomik ömrünü tamamlayacağı noktaya kadar kullanılması sürecinde egzoz gazlarından oluşan kirliliğin çok daha fazla olduğu açıkça görülüyor. Burada küçük bir parantez açmak lazım; gördüğümüz grafik sadece egzoz gazlarını değil aynı zamanda lastik değişimi, motor yağı değişimi, fren balatası değişimi gibi, çeşitli çevre etkisi içeren ve iklim değişikliğine negatif yönde etkisi olduğu değerlendirilen tüm kirlilik kaynaklarını hesaplıyor. Tabii aynı durum elektrikli araç için de geçerli.

  1. Sonuç

Yukarıdaki grafikleri değerlendirdiğimizde gerek ekonomik açıdan gerekse de ekolojik açıdan elektrikli araçların içten yanmalı motorlara göre oldukça avantajlı olduğunu söyleyebiliyoruz. Yani kullanıcı açısından daha az yakıt gideri ve daha ekonomik bir kullanım elektrikli araçları çekici kılıyor. Hükümetler açısındansa bu durum, petrol üzerinden alınan vergiyi azalttığı için negatif bir sonuç gibi görülebilir. Ancak karbon emisyonlarının ve genel olarak iklim değişikliğine olan etkinin azaltılıyor olması, hükümetlerin bağlantılı harcamalarını olumlu yönde etkileyecektir. İklim değişikliğine bağlı olan felaket senaryoları bir yana, otomobillerin ömür sonundaki geri dönüşüm sürecinin başarılı olmasıyla hükümetlerin üzerindeki atık araç yükü de azalacaktır. Bunlara ek olarak iklim değişikliğinin giderilmesiyle toplum sağlığının iyileşeceğini de düşünürsek kazanç kamusal alanda oldukça etkileyici bir noktaya ulaşır. Dolayısıyla hükümetlerin elektrikli araçları teşvik etmeleri anlaşıldığı kadarıyla kamu yararınadır. Burada petrole bağımlılığın Türkiye örneğinde olduğu gibi yarattığı devasa ekonomik açık veya Rusya'nın Ukrayna’ya saldırısında Avrupa Birliği'nin yaşadığı gibi politik sıkıntıları değerlendirmiyoruz. Bunun gibi etkileri ayrıca değerlendirmek gerekiyor. Bizim ele aldığımız teknik kısımda,  gerek yakıt maliyeti gerekse de iklim değişikliğine etkisi sebebiyle elektrikli araçların içten yanmalı motorlardan önde olduğunu söyleyebiliyoruz.