Hakkında hep övgüler duyduğum Ensar DUMAN’ın sahip olduğu ‘’İMZA’’ adını taşıyan son açtığı Restaurantına ilk gittiğimde önceleri Türkiye’nin önemli hastanelerine Romanya’dan hasta göndermesiyle ve "DUMAN KLİNİK" sahibi olarak tanınan Ensar DUMAN, "Benim öncelikle işim sağlık işi" diye başladı konuşmasına.
İMZA’yı gezdirirken haklı bir gurur içinde olduğu net olarak her haliyle belli olan Ensar DUMAN gelen müşterilerinin beklemesi için bir küçük salon da dayayıp döşemiş. Ama ne dayama, ne döşeme.
İçerik olarak ultra modern, ama görünüş olarak da çok klasik bir gramofon’un üzerindeki 78’lik plak döndükçe Türk Sanat Müziğinin rahmeti Paşa’sı Zeki MÜREN’in o muhteşem sesi beni aldı çok eskilere götürdü.
Ensar DUMAN hakiki deriden yapılmış koltukların ve özel alarak dekore edilmiş o küçük salonda içinde şaraplar olan bir dolabı ‘’Bunu da içinde dünyaca ünlü ve pahalı şarapların olduğu çok özel müşterilerimiz için hazırladık.’’ Diyerek dolabın kapağını açtı.
Şarap, daha doğrusu içki kültürüm olmadığı için adını bir yerlerde okuduğum ya da duyduğum ‘’PETRUS denilen şarap da var mı?’’ Diye sordum Ensar DUMAN’a.
‘’Olmaz mı Erkan abi’’ diyerek dolabın içinden PETRUS yazılı bir şarap şişesi çıkardı.
İlk kez tanıştığım ve çok pahalı olduğunu tahmin ettiğim için ne olur ne olmaz diye elime almadan fiyatını sordum.
Sormaz olaydım keşke. Zaten kulaklarım zayıf işittiği için ‘’Ne kadar, kaç para demiştin’’ diye sorumu tekrarladım.
Ben, Ensar’dan duyduğum rakamı bu satırlarda yazmam, yazamam. Ama merak edenler için 1000’lerce AVRO diyebilirim ancak.
Her zaman gani gönüllü oluşunu bildiğim Ensar DUMAN ‘’Yemek yiyelim’’ diye çok ısrar etti. Ama menüyü incelerken çok zengin bir mutfağı olduğunu anladım.
Kokoreç, içli ve çiğ köfteyi çok sevdiğimi bildiği için Ensar kardeşim sağolsun tadımlık olarak bu 3’lüyü getirmelerini söyledi ilgili çalışanına.
Masama özel olarak çizilmiş ve desenlenmiş tabaklar geldi. Tabaklar da grafikerler tarafından özel olarak çizilmiş ve şekillendirilmiş.
Kısa bir süre sonra acayip şekiller içinde İÇLİ ve ÇİĞ köfte ile KOKOREÇ geldi. Gelenlere bakıyorum, ama ne olduğunu anlamadım.
Ensar’a ‘’Bunlar nedir Ensarcığım?’’ dedim.
‘’Erkan abi bunlar İçli ve çiğ köfte ile Kokoreç’’ dediğinde ben de Ensar’a ‘’Bunlar tebdil-i kıyafet olmuşlar’’ diyerek gülüştük.
Ensar DUMAN’ın ‘’İMZA RESTAURANT’’ı mutlaka gidilip görülmesi ve elbette o enfes yemeklerin yenmesi lazım.
Erkan Eruysal