Çok uzun zamandır çok sevip ve saygı duyduğum dostlar zincirimin ilk halkalarından biri olan Türkiye’nin en büyük yatırımlarından olan ARCTİC’in CEO’su Murat BÜYÜKERK kısa bir mesaj ile Cuma günü öğle yemeğine davet etti. Davet notunda saat davet yeri ve ‘’13.00 de bekliyoruz. Yeni CFO’m Özlem hanımı da tanıştırmak için getiriyorum’’ diye yazıyordu.
İlk kez ismini duyuyordum ÖZLEM hanımın önce Murat bey’in Türkiye’den misafiri olarak düşünsem de ‘’Yeni CFO’m Özlem hanım’’ kelimelerine bu defa cevap bulamadım.
Neyse Cuma günü saat 13.00 olduğunda o harika deniz ürünleri ile dolu restaurant’a tam saatinde Serkan ile birlikte girdiğimizde Murat BÜYÜKERK ve yanında ÖZLEM hanım adından başka hiçbir şey bilmediğim çok kibar, harikulade bir hanımefendi oturur görünce ben adıma konuşuyorum geç kaldığım için yüzümün ne renk aldığını bilmiyorum ama çok mahcup oldum. Bu vesile kendilerinden bir kez de yazı ile özür dilemiş olayım.
O deniz ürünlerinin güzelliği enfes tadlarını hele hele istiridyelerin lezzetini yazmıyorum.
Zaten Murat bey o meşhur Restaurant’ın sahibi adet gibi. Masamızın etrafında pervane gibi dönen garsonlara Türkçe bile öğretmiş.
Br de üstüne üstlük sıcak soğuk yemek siparişlerimizi bile vermiş.
Ismarlanan yemekler yavaş yavaş gelirken sohbetimiz de her geçen dakika hızlanmaya başladı.
Ben bu arada ‘’HAYATIN İÇİNDEN’’ adlı kitabımı imzaladım Özlem ÇEKİÇ hanımefendiye ve Murat BÜYÜKERK beye.
Şimdi gelelim asıl konuya.
ARCTİC’imizin yeni yüzü ve yeni ismi ve de Sayın Murat BÜYÜKERK’in CFO’su ÖZLEM ÇEKİÇhanımı size tanıtmaya.
Ben şahsım, gazetem ve okurlarım adına Özlem ÇEKİÇ hanımefendiye, değerli eşi ve biricik kızına ‘’Aramıza Hoş Geldiniz’’ diyerek noktasına virgülüne bile dokunmadan başarıdan başarıya koşan kısa hayat ve ARCTİC hikayesini kendi anlatımıyla aşağıda aktarıyorum.
Kendileri ile bir TÜRK KADINI olarak ve Romanya’da ARCTİC gibi büyük gururumuz olan şirketimizin tepe yöneticisi olarak yürekten kutluyorum.
İşte ARCTİC’in CFO’su hem yönetici, hem eş ve hem de anne olan ÖZLEM ÇEKİÇ’in hayatının alkışlanacak başarı hikayesi:
Okul hayatım İstanbul`da geçti. Beşiktaş Lisesi`nden mezun oldum, YTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü`nü bitirdikten sonra, İTÜ İşletme Mühendisliği yüksek lisans programını kazandım. Yüksek lisans yaparken aynı zamanda İTÜ`de Sayısal Araştırma Yöntemleri Anabilimdalı`nda assistanlık yaptım.
2002 yılında İşletme Mühendisliği`nden mezun olduktan sonra, 2007 yılında Arçelik hayatım başlayana kadar, çeşitli orta ve büyük ölçekli şirketlerde Finans ve Yatırım alanlarında görev aldım.
Arçelik şirketimiz, benim hayattaki en büyük şanslarımdan biridir. Arçelik, başarılı bir şirket olmasının ötesinde, öncelikle tüm canlılara, doğaya saygılı ve ülkesini çok seven, her türlü zorlukta ayırt etmeksizin insanların yanında olan, bu doğrultuda sorumluluk alan, cinsiyet eşitliğini savunan, vicdanlı bir şirkettir. Bu nedenle, Arçelik ile ortak değerlere sahip olmak beni şirkete kalpten bağlayarak, işimi hayatımın bir parçası olarak görmemi sağlamıştır.
Arçelik`de ilk olarak Bütçe, Raporlama ve Analiz Direktörlüğünde, Fiyat Maliyet Analiz Bölümü`nde çalışmaya başladım. Dünyanın dört bir tarafında faaliyet gösteren iştiraklerimize finansal analizler, raporlar hazırlıyor, fabrika yatırımları için fizibiliteler ve grup içi transfer fiyatları hesaplıyorduk. Ne tesadüf ki, sorumlu olduğum iştirakler arasında Arçtic`de vardı ve Arçtic ekibine katılma şansına sahip olacağım aklıma gelmezdi. İstiraklerle çalışmaya başladığımda, farklı kültürlere, değişime hızlı uyum sağladığımı ve yeni insanlarla tanışmayı ne kadar çok sevdiğimi farkettim. Bu nedenle konfor alanımdan çıkmak istedim ve rotasyon talep ettim, hemen ardından Arçelik İhracat Mali İşler Bölümü, sonrasında Yurtiçi Mali İşler Bölümü`ne transfer oldum. Daha sonra İhracat Mali İşler Bölümü`ne yönetici olarak atandım.
Yurtdışı iştiraklerde görev almak, benim şirkete ilk girdiğim dönemlerden itibaren hep hayalim olmuştu. Herhalde evrene gönderdiğim enerji ve tabi ki yoğun çalışma temposunun da geri dönüşü olacak ki, Arçelik`in önemli iştirakleri arasında yer alan Sırbistan`da faaliyet gösteren BekoBalkans`a 2018 yılında CFO olarak atandım. Yurtdışı tecrübesinin, hem kariyer, hem de kişisel gelişim açısından çok etkili olduğunu düşünüyorum. İnsanın kendini tanımasını sağladığına, vizyonunu ve hayata bakış açısını geliştirdiğine inanıyorum. BekoBalkans`da 5 sene görev yaptım ve çok değerli ekiplerle çalışma fırsatım oldu. Yeni iştirak yatırımları, SAP Projeleri, Balkan Ülkeleri`ne ihracat gibi pek çok kapsamlı operasyon ve önemli projelerde görev aldım.
Eylül 2023 tarihinde Arçelik`in Avrupa`daki en büyük üretim iştirakımız olan Arçtic`de CFO olarak yeni görevime başladım. Yeni görevimin çok büyük bir sorumluluk gerektirdiğinin farkındayım. Öte yandan, bu sorumluluğu Sayın Murat Büyükerk başta olmak üzere, güçlü ve profesyonel bir ekip ile birlikte gerçekleştirdiğim için çok şanslıyım. Benim hedefim sürdürülebilir, uzun vadeli, innovatıve sistemler kurmak, sorumlu olduğum finans ve legal operasyonları güçlendirip, çıktı kalitesini arttırırken, ekibin motivasyonu ve mutluluğunu da on planda tutmaktır. Benim ekip arkadaşlarımla çalışma prensibim, aklımla yönetirken, kalbimle liderlik etmek olmuştur.
Henüz Bükreş`e gelmemin üzerinden 4 ay geçmesine rağmen, hem Romanya`ya hem de şirketimize alışma hızım beni bile çok şaşırttı. Geldiğim ilk günden itibaren hem sosyal hayatta, hem de şirket içindeki iletişimde edindiğim tecrübe hep çok pozitif oldu. Bu nedenle kendimi yabancı hissetmenin aksine, sanki uzun zamandır Romanya`da yaşıyor gibi hissediyorum. Romanya`nın doğal güzellikleri, turistik yerleri, güzel şehirleri tüm olanakları ile ailecek yaşamak için çok ideal bir ülke olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Romanya, iş dünyası ve yatırımcılar için çok güçlü potansiyeli olan bir ülke. Bu arada eşim ve 14 yasındaki kızım da Romanya`ya taşınacakları için son derece heyecanlı ve mutlular. Yeni bir ülkede yaşamayı biz biraz macera olarak görüyoruz ve bu süreçte yaşadığımız zorluklar olsa bile sorun etmiyoruz. Romanya ve Arçtic`in bizim hayatımızda çok önemli bir sayfa açacağına inanıyoruz ve bu bağlamda kendimizi çok şanslı hissediyoruz.